top of page

Malezya, Tayvan ve Güney Afrika Piyasalarında Talep Tarafı Katılımı

Talep Tarafı Katılımı (DR), finansal ödeme karşılığında geçici olarak elektrik tüketimini ayarlamayı kabul eden elektrik tüketicileri tarafından sağlanır. Amacı tüketicinin elektrik şebeke güvenirliğine düşük maliyetli bir şekilde katkı sunmasını sağlamaktır.


Talep tarafındaki kaynakların toptan ve/veya dengeleme piyasalarına katılımı serbestleştirilmiş elektrik piyasalarında genellikle yer almaktadır ve sıklıkla teşvik edilmektedir. Ancak bir veya iki istisna dışında, düzenlenmiş elektrik piyasalarında (örn. Malezya, Tayvan ve Güney Afrika) durum tamamen farklı olmaktadır.


Bu makalede uzmanımız Bastien AUSSENAC, piyasalar arasındaki temel farkın nedenlerini inceliyor ve düzenlenmiş elektrik piyasasında Talep Tarafı Katılımının önündeki engellerin nasıl kaldırılabileceğini açıklıyor. Bu makalede amaç, kamu kuruluşlarının müşteri portföylerinde bulunan Talep Tarafı kaynaklarının belirlenmesi ve bu kaynakların işletme rezervlerine katılarak yaratacağı değer potansiyelinin nasıl gerçekleşeceğini ele almaktır.


1. İletim Sistemi Operatörü

İletim Sistemi Operatörleri (TSO’lar) elektrik piyasalarında kilit bir rol oynamaktadır. Dikey olarak monopolleşmiş (düzenlenmiş elektrik piyasası) veya serbestleştirilmiş bir piyasada (serbest elektrik piyasası) TSO'lar, temel olarak elektrik iletiminden sorumludur ve sorumlulukları genellikle değişiklik göstermez. İletim Sistemi Operatörleri’nin temel sorumlulukları:


-Elektrik üretim tesislerinden elde edilen enerjiyi şebeke üzerinden bölgesel veya yerel elektrik dağıtım operatörlerine iletmek ve komşu ülkeler ile ara bağlantı geliştirmek

-Şebeke üzerindeki elektrik akışının her an dengelenmesini sağlamak


Elektrik kolayca depolanamayacağından, TSO’lar geleneksel olarak enerji santrallerinin üretim hızını azaltarak, üniteleri devreye alarak veya devre dışı bırakarak, ya da diğer kamu hizmetlerinden güç ithal ederek talep ve arzı dengelemişlerdir.


Dengeleme hizmeti için arz tarafından elde edilecek desteğin sınırları olmaktadır, çünkü bazı üretim ünitelerinin tam güce ulaşması uzun zaman alabilmektedir ya da bazı ünitelerin dengeleme için devreye girmesi çok pahalı olabilmektedir. Diğer bir yandan talep tarafı kaynaklarından elde edilecek dengeleme kapasitesi, dengeleme hizmeti için uygun olan tüm üretim santralleri kapasitesinden daha büyük olabilmektedir. Talep Tarafı Katılımı, enerji talebini arz kaynaklarından ayarlamak yerine, talep kaynaklarından ve daha düşük maliyetler ile ayarlamayı amaçlamaktadır.


Bu nedenle talep tarafı kaynaklarının şebekeye hizmet sağlayacak kadar güvenilir ve rekabetçi olacağı kanıtlanırsa, bu kaynaklar düzenlenmiş elektrik piyasalarında bulunan işletme rezervlerine daha fazla katılabilir.


2. Düzenlenmiş Piyasalarda Talep Tarafı Katılımı Engelleri

Her enerji sisteminin üretim karışımı, sistem çevresi coğrafi düzeni, talebin niteliği, mevsimsellik vb. faktörlere dayanan kendine özgü özelliklere sahiptir. Bu nedenle engeller farklı doğalara sahip olabilir. En yaygın engellerden 3 örnek:


-Düzenleyici: Talep Tarafı Katılımı gelişimini teşvik eden politikaların ve düzenlemelerin eksikliği ve/veya hükumet/düzenleyici kurum tarafından açık bir şekilde onaylanmaması

-Ekonomik: Talep Tarafı Katılımının dengeleme sistemine katılımı ve/veya mevcut tarife yapısı üzerindeki etkisi için yapılan teşviklerin eksikliği

-Sosyal: Son kullanıcılarda, üçüncü tarafların süreçlerini ve cihazlarını kontrol etmesine olan güven eksikliği ve Talep Tarafı Katılımı farkındalığı oluşmaması (Davranışsal ve bilgilendirici engellerin üstesinden gelebilmek bazı durumlarda en zoru olmaktadır)


Bu engellerin birçoğu, Talep Tarafı Katılımı bağımsız uzmanları tarafından yürütülen ayrıntılı bir çalışma ile kısmen ortadan kaldırılabilir. Bu tür bir çalışma sayesinde kamu hizmetleri veren kuruluşlar Talep Tarafı Katılımı alanındaki olasılıkları daha fazla keşfedebilir, programın değerini ölçebilir ve hem tüketiciler hem de sektör için yararlı olacağı koşulları değerlendirebilir.

Bu tür çalışma aynı zamanda Talep Tarafı Katılımının uygulanacağı yönetmelik, finansal ve operasyonel koşulları tanımlayan bir pilot program taslağı çizilmesi için fırsat oluşturmaktadır.

Son olarak bu çalışma elektrik piyasasının tüm paydaşlarını bir araya getirmek için iyi bir yol olmaktadır. Tüm paydaşların bir arada bulunması, alışılagelmiş kuralları bozan bu teknolojinin ilerletilebilmesi için önemlidir.


Bu engelleri aştıktan sonra, özellikle düzenlenmiş pazarlarda talep tarafı katılımı ile birçok fayda sağlanabilir.


3. Malezya, Tayvan ve Güney Afrika gibi Düzenlenmiş Piyasalarda DR Faydaları

Dikey olarak entegre edilmiş bir monopolde, kamu hizmetleri talebi en az maliyetle karşılamak için genellikle Bağımsız Güç Üreticilerinden (IPP) ve kendi enerji santrallerinden elektrik satın almaktadır. Elektrik endüstrisinde arzın güvenli, güvenilir ve uygun maliyetli olmasını sağlamak için üretim anlaşmalarının planlanması ve yönetilmesi çok önemlidir.


Enerji Satın Alma Anlaşmaları (PPA) olarak adlandırılan bu anlaşmalar, üretici ve kamu hizmetleri arasındaki elektrik satışı ile ilgili tüm ticari şartları tanımlar. Hizmet prensipleri olarak, genellikle normal operasyonlar altında dengelemeyi veya kesinti gibi şebeke sorunları durumunda şebekeyi dengeli bir hale getirme ilkeleri belirlenebilir.


PPA’lar, bir elektrik santralinin ihtiyaç halinde sağlayacağı tüm hizmetleri (dengelemeye katılım gibi) kapsayan toplam fiyata sahiptir. Bu nedenle bu hizmetlerin değerinin belirlenmesi için bir çalışma yürütülmelidir, zira serbest piyasaların aksine bu değer arz ve talep eğrilerinin kesişimi ile belirlenmez.


İşletme rezervlerinin maliyeti, şebekeye verilen hizmetin önemine ve karmaşıklığına bağlı olarak bir rezervden diğerine değişir. Talep tarafı kaynaklarının esnekliğine bağlı olarak, Talep Tarafı Katılımı birçok farklı rezerve katılabilir. Ancak bunu basitleştirmek adına 2 tür rezervi ele alabiliriz:


-Primer Frekans Kontrol Rezervi (FCR ve FRR): Şebekedeki güç dengesini devamlı korumak için nominal değerden sapmaların sürekli kontrol altına alınabileceği mevcut kapasite. Ve/veya frekans sapmalarından sonra sistem frekansını nominal değerine geri getirme kapasitesi.

-Sekonder Frekans Kontrol Rezervi (RR): Üretim yedekleri de dahil olmak üzere ek sistem dengesizlikleri için gerekli frekans rezervi. Olası yeni bir arz kaybına önlem olarak kullanılmak üzere FRR yedeklerini boşaltır veya destekler.

Tüm rezervler, yedek sağlayıcılar (üretim santralleri, depolama, Talep Tarafı Katılımı) tarafından sağlanır ve belirli bir senkron alan içinde frekansı sabit tutmak için İletim Sistem Operatörü (TSO) tarafından kullanılır.


Bu iki rezerv türüne katılmak birkaç kategoride fayda sağlamaktadır:


Ekonomik Faydalar

Rezervlere Talep Tarafı Katılımının dahil olması ile elde edilen ekonomik fayda kamu hizmetlerini ilgilendirir ve genellikle gelişmiş ticari ve endüstri sektörüne sahip ülkelerde görülür. RR rezervleri için Talep Tarafı Katılımını kullanmak aşağıdaki tasarrufları sağlayabilir:


-Doğrudan tasarruf: Yoğun saatlerde peak birimleri yerine Talep Tarafı Kaynaklarını kullanmak enerji maliyeti arbitrajında doğrudan tasarruf sağlar.

-Dezavantaj: Var olan peak santrallerinin beklenenden daha erken hizmet dışı bırakılmasına yol açabilir.

-Kaçınılması gereken yatırım: Yeni bir enerji santrali inşa etmek yerine dengeleme mekanizmalarına Talep Tarafı Kaynaklarının daha fazla katılımı sağlanmalıdır.


Sosyal, Çevresel ve Politik Faydalar

Ekonomik faydaya ek olarak:


-Yenilenebilir enerji entegrasyonu: Talep tarafı kaynaklarının kesintili ve değişken yenilenebilir enerji üretimi ile başa çıkma esnekliği bulunmaktadır, bu sayede daha fazla kaynak şebekeye entegre edilebilir.

- CO2 emisyonları: Özellikle karbonsuz enerji karışımı dahil olmak üzere, hedeflenen çevre iyileştirmelerine ulaşma için rekabet avantajı sunar.

-Elektrik akım optimizasyonu: Ağ tıkanıklığı yönetimi sayesinde sistemdeki akımı optimize eder.

-Enerji ithalatı: Elektriksel esneklik kaynaklarını dahili olarak modüle ederek ithalatı azaltır.

-Endüstrilere rekabet gücü: Ticari ve endüstriyel sektörler, rezerve katılarak ek gelir elde eder ve rekabet güçleri artar.


Genel olarak, Talep Tarafı Katılımı gelişimi sadece tasarruf sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sosyal ve çevresel ilerlemeler ve yeni ticari fırsatlar sunarak bir piyasanın çekiciliğini güçlendirebilir. Bu esneklik mekanizmalarının geliştirmesine yardımcı olmak için güçlü bir Talep Tarafı Katılımı deneyimine sahip bir ortak gereklidir: Peki nasıl?

4. Energy Pool Düzenlenmiş Pazarlarda Talep Tarafı Katılımını Destekler

Dünya çapında 6 GW endüstriyel esnek yükü ve dağıtık üretim portföyünü güçlü bir havuzda toplayan ve yöneten Energy Pool, özellikle Talep Tarafı Katılımının iyi durumda olmadığı düzenlenmiş piyasalarda kamu hizmetleri için Talep Tarafı Katılımı ve esneklik değerlendirmesi üzerine çeşitli çalışmalar yürütmüştür.


Ekiplerimiz aşağıdaki amaçlarla devletten son kullanıcılara kadar kamu hizmetleri ve paydaşlarla birlikte çalışırlar:


-Talep Tarafı uygulaması için yerel düzenlemelerin hazır olup olmadığının değerlendirilmesi desteği,

-Talep Tarafının en iyi şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli yapılandırmalar hususunda kapsamlı çalışmalar yürütmek ve ilkelendirmek,

-Talep Tarafı potansiyellerinin değerlendirilmesi ve ilk Talep Tarafı programının ayrıntılı özelliklerinin tanımlanması,

-Talep Tarafı programının verimli ve hızlı bir şekilde uygulanması için teknik ve fonksiyonel gereksinimlerin tanımlanması.


Elektrik sektörü paydaşlarından birini temsil ediyorsanız ve bu konu sizi ilgilendiriyorsa, çözümlerimiz ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

bottom of page